Sa Pa

Sa Pa, tek bir fotoğrafıyla buraya gitmeliyiz dedirten yer

Sa Pa, Vietnam’ın kuzey ucunda, Çin sınırında birçok etnik grubun bir arada yaşadığı köylerden oluşmaktadır. Burada halk geçimlerini pirinç tarlalarını işleyerek kazanmaktadır. İnternette yemyeşil teraslardan oluşan pirinç tarlalarını görünce bizim için rotamızın kesinlikle görülmesi gereken bir noktası olmuştu. Sa Pa, dünyada eko-turizm deneyimi yaşanabilecek yerlerin başında geliyor. Köylü halkın evlerinde ya da trekking rotalarındaki konuk evlerinde konaklanabileceği gibi, Sa Pa merkezindeki otellerde de kalmanız mümkün. Eğer merkezde kalmak isterseniz rotanız buna göre şekilleniyor. Burada yürüyüş turuna çıkarken bir rehber eşliğinde gitmenizi tavsiye ederiz.

Bizim araştırmalarımızı aşağıdaki gibi maddeleyebiliriz.

  • Eğer Hanoi’den geliyorsanız, ki yüksek ihtimalle öyle olacak, rotada görülecek köyler ve vadiler için iki günlük bir zaman ayırmanız yeterli olacaktır. Görülecek köyler ise Ta Phin Köyü, Ta Van Köyü, Lao Chai Köyü ve Cat Cat köyleridir.
  • Sa Pa’ya erişim Hanoi’den otobüs ya da tren ile yapılıyor. Yolculuk otobüs ile altı saat, tren ile sekiz saat kadar sürüyor. Tren yarım saat uzaklığındaki bir kasabaya kadar var. Gerisi yine bir araca tabisiniz. Biz zaman yönetimini düzgün yapmak için Hanoi’den gece trenine binmiştik. Böylece sabah Sa Pa’ya varıp turumuza başlayabilecektik. Tren yolculuğunda 2, 4 ve ya 6 yataklı kompartıman seçenekleri mevcut. Bizim tercihimiz hem ekonomik hem de konforlu olması için 4 yataklı kompartıman olmuştu.

 

IMG_3097

Hanoi’den bindiğimiz trenle gece yolculuğumuzu gerçekleştirdikten sonra sabaha karşı Lao Cai istasyonuna vardık. İstasyonda tur firması yetkilisi ile buluşup minivan ile birlikte Sa Pa’daki otelimize ulaştık. Henüz saat erken olduğu için odamıza girememiştik. Ancak eşyalarımızı bırakıp üstümüzü değiştirmek için bizi bir odaya yönlendirmişlerdi.

Oteldeki batılı tarzdaki kahvaltımız sonrasında rehberimizi  bekledik. Hava tahminimizden çok daha soğuk olduğu için üzerimize bir şeyler almamız gerekiyordu. Anlaşılan bu durumda olan turist sayısı fazla olduğu için otelin karşısındaki, outdoor spor malzemeleri satan bir dükkandan (NorthFace, Salomon vb.), çok ucuz fiyata montlarımızı aldık. Bu ürünler gerçeğine o kadar çok benziyordu ki, ya çok iyi çakma yapmayı öğrenmişler ya da ihraç fazlası olduğundan bu fiyatlara satılıyor.

Trekking için artık tüm hazırlıklarımızı yaptıktan sonra yerel rehberimiz, üçü  Alman, ikisi İngiliz ve ikimiz Türk olan fıkra gibi grubumuzla yolculuğumuza başladık. Bu yolculukta ne ilginçtir ki 6-7 yerel kadın da bize eşlik ediyordu. Sandık ki her birimize bir rehber vermişlerdi. İşin aslı sonradan ortaya çıktı.

IMG_3101

Sisli ve buz gibi havada belli bir süre yürüdükten sonra çok kısa bir mola verdik. Mola verdiğimiz yerde pirinç tarlalarını en üst noktadan görme şansımız vardı. Hava şartları biraz kötü olduğu için (bizim bahtsızlığımız) o muhteşem yeşilliği göremesek de bize ikram ettikleri bambuları yerken (taktiği suyunu emmekmiş.) minik Vietnamlıları oynarken seyretmek bile ayrı bir keyifliydi.

IMG_3131

Mola sonrası yine uzun ve engebeli olan yollardan ilerledik. Bizler ha kaydık ha düşdük diye takılırken yerel bayanlar sırtında çocuğu, ayağında terliği ile sanki düz yolda yürürcesine ilerliyorlardı. Onların sohbeti ve yönlendirmesi ile epey süre yürüdük. Ta ki dinlenme yeri olarak kullanılan ve çoğunlukla Black Hmong ailelerinden oluşan Lao Chai köyüne kadar.

IMG_3142

İlk olarak dikkatimizi çeken köprüsü idi. Köprü sadece halkın geçişini sağlamıyor ayrıca altındaki ikinci bir katman ile su taşıması için bir kemer görevi görüyordu. Öğle yemeğimizi yedikten sonra ilginç bir gerçeği öğrendik. Yolculuğun başından beri bizlere eşlik eden kadınlar aslında el işi yapıp satmaya çalışan köylülermiş. Turistlere eşlik ederek mola yerlerinde el işlerini satarak geçimlerini sağlamaya çalışıyorlarmış. Bu zahmet ve gayretleri dolayısıyla onların neredeyse hepsinden ufak da olsa bir şeyler almaya kendimizi mecbur hissetmiştik. Birkaç ürün satın aldıktan ve bize eşlik eden kadınlarla yollarımızı ayırıp esas rehberimizle birlikte Dzay halkının yaşadığı Ta Van köyüne doğru tekrar yola koyulduk.

Ta Van Köyü, birçok Vietnam etnik azınlığın birlikte yaşadığı bir yerleşim yeridir. Turistler açısından hem doğal güzellikleri hem yerel evlerdeki konaklama imkanları hem de yerel yemeklerin tadına varılabileceği bir yer olarak bilinmektedir. Grubumuzdakiler burada konaklamayı seçtikleri için turun sonunda buraya geri döneceklerdi.

Ta Van köyü sokaklarında gezerken, bu dağlık bölgede kurulmuş olan az sayıdaki ilkokuldan birisini  görme fırsatımız da oldu.

IMG_3173

Ta Van köyünden ayrılıp son durağımız olan Red Dao etnik halkın yaşadığı Giang Ta Chai köyüne doğru yürüyüşe devam ettik. Buradaki gezimizi de tamamladıktan sonra rehberimiz ve grubumuzla yollarımızı ayırdık. Sonrasında çok dik bir yokuşu tırmanarak bizi Sa Pa merkezine götürecek aracımıza  vardık. Sa Pa’ya vararak ilk günümüzü tamamladık. Ertesi gün için hikayemizi anlatmak isterdik ancak beklediğimizden soğuk olan hava şartları nedeniyle hasta olmuştuk. Ertesi gün için de aynı koşullar devam edecekti. Burada bir gün daha trekking yapmanın gezinin ilerleyen günleri için hayırlı olmayacağı kanısına vararak, o gece Hanoi treni ile Sa Pa’dan ayrılmaya karar verdik.

 

Sa Pa” için bir yorum

  1. Geri bildirim: Vietnam Gezi Rehberi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi:
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close