Fethiye Gezi Rehberi

Fethiye, kültür ve dinlenme tatili birleştiren, antik kentleri, doğal koyları, vadileri, kanyonları ve masmavi denizi bir arada barındıran eşsiz bir yer…


Uçsuz bucaksız denizlerde tekne turuna çıkabileceğiniz gibi, yamaç paraşütü yaparken dünyanın en eşsiz manzaralarından birinin keyfine de varabilirsiniz. Bu yönleriyle Fethiye neredeyse hiç sıkılmayacağınız bir süreklilik ve çeşitliliğe sahip bir tatil beldesidir.

Muğla’nın bir ilçesi olan Fethiye, Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bölgeye ilk yerleşim yeri antik Telmessos kenti ile olmuştur. Yunan mitolojisinde sonu gelmeyen efsanelerden biri de bu şehrin ismini belirler. Tanrı Apollon, Finike Kralı Agenor’un kızlarından birine aşık olur fakat bir ölümlüye olan aşkını açığa vuramaz. Bir köpek kılığında kıza yaklaşır ve dostluğunu kazanır. Nasıldır bilinmez ama bir süre sonra kendisini genç bir delikanlıya çevirir. Ve kızla evlenir. Bu aşkın meyvesinin ismi Telmessos’tur. İşte Fethiye’nin ilk ismi buradan gelmektedir. Zaman içerisinde Pers, Roma ve Türk egemenliğine giren bölge özellikle Yunan ve Roma dönemlerinden bir çok eser barındırmaktadır.

Fethiye denince şüphesiz ilk akla gelen Ölüdeniz’dir. Biz de bu yerin daha keyfine varabilmek için gezimizde Fethiye merkezinden ziyade Ölüdeniz’de kalmayı tercih etmiştik.

Peki Fethiye’de nerelere gidilir? Neler yapılır?

Antik Kentler

Fethiye’ye yakın mesafede fazlaca antik kent bulunsa da bunlardan aşağıdakiler en önemli merkezler olarak karşımıza çıkıyor. Biz yol üzerinde kaldığından sadece Xanthos antik kentine uğrama fırsatı bulmuştuk.

Xanthos Antik Kenti

Likyalıların ilk siyasi başkenti. Pers egemenliğine girmek istemeyen Xanthos’lular, m.ö. 546 yılında dünyanın ilk siyasi toplu intihar(!) eylemini gerçekleştirmişlerdir. Bundan mıdır bilinmez ama şehir çok büyük bir nekropol alanına sahip. Daha sonra gelen Roma ve Bizans döneminde de kullanılan şehirde o döneme ait kalıntıları da bulmak çok mümkün.

DCIM105GOPROGOPR6671.JPG

IMG_2128

Bu antik kenti gezerken maalesef rehber hizmeti yok, ancak ne mutlu bize ki kazı çalışmalarında yardımcı olan yerli bir amca sayesinde epey bilgilenmiş olduk. Antik kentte bir sürü mozaik olmasına rağmen ziyaretçilerin anı olarak bunları tek tek sökmesinden dolayı çoğunluğunu kum altında örtülü şekilde bırakmışlar.

Bu antik kentte ait önemli eserlerin çoğu Londra’ya götürülmüş ve şuanda British Museum’da Likyalılar bölümünde sergilenmektedir. Aşağıdaki resimde bizim müzede görüp etkilendiğimiz eserlerdendi. Sonradan bu antik kente ait olduğunu öğrenmek bir nebze üzücü olmadı değil.

InShot_20180405_131430667

Telmessos Antik Kenti

Telmessos şimdi ki Fethiye merkezi ile artık birleşmiş bir yerleşim yeri. Burası önemli bir ticaret limanı olarak faaliyet göstermiştir. Likya uygarlığına ait bu kent kaya mezarları, taş lahitleri ve anfi tiyatrosu ile öne çıkmaktadır.

Tlos Antik Kenti

Fethiye’ye 28 kilometre uzakta yer alan Tlos antik kenti. Likyalıların spor başkenti olarak bilinir. Efsanevi Pegasus ve kahraman Belleforontes’in bu şehirde yaşadığı rivayet edilir.

Letoon Antik Kenti

Likyanın dini merkezi. Önemli bütün dini kutlamalar ve törenler her zaman burada yapılmış. Artemis, Leto ve Apollon’a adanan 3 farklı tapınak bunun en büyük göstergesi. Bizans döneminde de buraya bir kilise inşa edilmiş.

Pınara Antik Kenti

Likyanın güzellik – aşk merkezi. Kalp biçimli sütunları ve Tanrıça Afrodit’e adanmış kalp şeklinde inşaa planlı tapınağı ise burayı diğer antik kentlerden ayırıyor.

Plajlar

Arkadaşlarımızdan, dostlarımızdan methini çok duyduğumuz, Türkiye’nin bir çok tanıtım görselinde kendine yer bulan Ölüdeniz kesinlikle bir doğa mucizesi. Dünyada da örneğine az rastlanan bir deniz kulağına sahip. Bu sebeple birçok yerde Mavi Lagün olarak da geçiyor.

Ölüdenizin uzun plajının olduğu kesime Belcekız plajı, iç lagüne de Ölüdeniz deniyor. Bu isimlerin ardında bir denizci baba ve oğlu ayrıca bir kızın efsanesi var. İsterseniz internetten okuyabilirsiniz.

Fethiye-Ölüdeniz

Belcekız Plajı (Ölüdeniz Plajı)

Plaj oldukça geniş ancak hayal ettiğimizin aksine taşlık bir plaj. Yine de denizin rengi ve hemen derinleşen yapısı ile gayet keyifli. Ücretsiz olup şemsiye ve şezlong kiralayabilirsiniz. Plaj boyunca çeşitli cafeler ve çeşitli aktivitelerin sunulduğu ofisler mevcut. Yürüme yolundayken yamaç paraşütü ile iniş yapanlara dikkat.

Belcekız Plajı

Kumburnu Milli Parkı

Plajdan, lagüne geçilen boğazın olduğu yerdeki uç bölüm, Kumburnu milli parkı olarak geçiyor. Biraz kalabalık olsa da böyle bir manzarada denize girmek tarif edilemez; mutlaka gidilmeli.

IMG_1731

Girişinde kişi başı 7 TL’lik bir ücret ödeniyor. Arabanızla geldiyseniz de ekstradan 25 TL ödeniyor. Biz Ölüdeniz’de kaldığımızdan aracımızla gitmemiştik. İçeriye girdikten sonra en ucuna yaklaşık 5-10 dk arasında yürüyorsunuz. İsteyenler için yine ücretli turistik servis aracı bulunmakta. Şemsiye-şezlong için ayrıca ücret ödeniyor. Ama isteyen kendi sandalyesini getirip bir ağacın gölgesinde bile gününü geçirebilecek şekilde ortamı müsait. Cafesi bulunduğundan yemek kısmı kolaylıkla hallediliyor ancak çok büyük bir beklentiye girmemek lazım. Biraz ücreti de yüksek kalıyor.

Kıdrak Koyu

Ölüdeniz plajından 5dk.lık araba mesafesinde olan bu koyun plajı yine bir milli park statüsünde. Bu sebeple girişinde yine bir ücret ödenmekte. Ölüdeniz kalabalığından kurtulmak için alternatif olarak değerlendirilebilir.

Çalış Plajı

Tatilimizde bir arkadaşımız ile denk gelmemizden ötürü bir gün batımı vaktinde buraya gittik. Denize girememiş olsak da sakinliği, hatboyu yürüme yolu olması ve trafiğe kapalı olması bizi kendine çekti. Eşsiz bir gün batımına şahit olmamızda cabasıydı. Akşamları hem Ölüdeniz’in hem de Fethiye’nin harketliliğinden sonra böyle sakin bir ortamda vakit geçirmek bize iyi gelmişti. Eğer keyifli bir vakit için mekan arıyorsanız Calisto Caferestoran’ı tavsiye edebiliriz.

Çalış Plajı (1)

Çalış Plajı (2)

Hisarönü

Fethiye’nin gece eğlence merkezi dersek abartmış olmayız. Restoran ve alışveriş mekanları az da olsa var fakat Ölüdeniz ya da Fethiye merkezde bulamayacağınız şeyler değil. Burası tamamen gece eğlencesine yönelik bir bar, club silsilesi. Fethiye bölgesindeki İngiliz turistlerin eğlence anlayışına yönelik bir ortam olduğundan bizi pek çekmemişti. Güzel bir yere oturup güzel vakit geçireyim istiyorsanız REEF Cafe&Bar’ı size tavsiye edebiliriz. Kendine özgü kokteyllerinden deneyebilirsiniz.

IMG_1710

Kayaköy

Kayaköy şu anda viran şehir gibi dursa da köken olarak çok gelişmiş bir yerleşim yeri. 11. yüzyılda kurulan bu yerleşim birbirinin güneşini kapatmadan, balkonlarının yol tarafına baktığı, rengarenk boyalarla bezenmiş bir şaheser aslında.

IMG_1826

Türkiye’nin verdiği Kurtuluş savaşının ardından Yunanistan ile imzalanan azınlık mübadelesi sonucu burada yaşan Rum nüfus göç etmek zorun kalmış; yerlerine getirilen Trakya Türkleri ise buraya yerleştikten kısa bir süre sonra köyü terkedip Manisa taraflarına göç etmişler. Köy de çevresel etmenler sebebiyle zamanla harabeye dönmüş. 1988 yılında Türk-Yunan iş birliği ile köy turizme açılmış.

Saklıkent

Fethiye merkezinden 45 dakikalık bir yolculuk ile ulaşılan bu kanyon sıcak yaz aylarında resmen soğuk bir vaha. Milli park statüsündeki bu kanyona vardığınızda Dargız çayının gürleyen sesi sizi karşılıyor. Ve sonra biletinizi alarak kanyonun içine doğru ilerliyorsunuz. 50 metrelik bir teras kaldırımdan sonra engebeli taşların içerisinden, buz gibi sular ayağınızı dondururken, kanyon macerasına başlıyorsunuz. Kanyonda çayın içinden yürüdüğünüzü ve derinliğin zaman zaman bel hizasını aşabileceğini şimdiden söyleyelim. Bu sebeple deniz ayakkabısı, kolay kuruyan kıyafetler ve su geçirmez çanta veya kılıf bulundurmalısınız. Arabanızla gelirseniz yedek kıyafet getirin, otoparkın orada soyunma kabinleri mevcut. Deniz ayakkabısı ve su geçirmez kılıfınız yoksa girişte satan dükkanlar mevcut. Kanyon girişinde ve içerideki bazı noktalarda taşların engebesini sudan dolayı anlamak güç o yüzden temkinli gitmek en iyisi.

Burası 1980lerin sonunda bir çoban tarafından keşfedilmiş. 90’lı yıllarda devletin de reklamı ile turizme kazandırılmış ve milli park statüsüne alınmış. Özellikle yaz aylarında çok kalabalık olduğunu belirtelim. Toplamda 18 kilometrelik bir uzunluğa sahip kanyon; amatör turistler için sadece 1.5 kilometresine kadar açık. Ayrıca kanyonun yukarı kenarlarından trekking rotaları da mevcut. Adrenalin arayanlardansanız rafting (zorluk derecesi çok düşük), zipline ve bungee jumping olanakları da mevcut. Bizim içinse sadece kanyonun içerisinde yürümek bile yeterli derecede heyecan vericiydi.

Kanyona vardığınızda Dargız çayının sularına ayaklarınızı salarak dinlenip vakit geçirebileceğiniz restoranlar mevcut. Kanyondaki gezinizden sonra gelip bunlardan birinde yorgunluğunuzu atabilirsiniz.

Kelebekler Vadisi

Fethiye’de en çarpıcı instagram fotoğraflarının atıldığı bu yer her anlamda bir görsel şölen. Kelebekler vadisi adı üstünde 80’den fazla kelebek türüne (özellikle kaplan kelebeği) ev sahipliği yapıyor. Vadi denizden içeri girerken eşsiz bir mavilikle, 350 metre yukarındaki sarp kayalıkları üstüne gölge ediyor. Vadinin daraldığı yerden dökülen bir şelale ise bu görseli tamamlıyor.

Yaya olarak ulaşımın olmadığı bu vadiye tekne ile ulaşım sağlanıyor. Uzman olanlar ise vadinin içerisinden tırmanış ile yukarıya çıkılabiliyormuş. Fakat biz denemediğimiz için detay veremiyoruz. Eğer arabayla gidebilirseniz sarp kayalıkların kenarlarından vadinin tepeden görseli inanılmaz güzel; yükseklik korkusu olmayanlara tavsiye ederiz. Ancak biraz dikkatli olmak lazım, kaza geçirenlerin sayısı da epey fazla.

Tekne Turu

Ölüdeniz’den günübirlik tekne turları yapmak isterseniz neredeyse tüm firmaların iki tip tur programı bulunuyor.

On İki Adalar Turu

Göcek tarafında bulunan Yassıca Adaları merkezli bir tur. Bir çok firma Ölüdeniz’den değil, Fethiye merkezden başladığı için Ölüdeniz’de kalıyorsanız 15-20 dakikalık bir yolculuk yapmanız gerekiyor. Neredeyse her firmanın servis hizmeti var. Uğranan yerler; Yassıca adası ,Boynuzbükü Koyu ,Akvaryum Koyu, Tersane adası, Kızılada gibi sayılabilir. Bazı firmalar Domuz adasını da ekleyebiliyor.

Ölüdeniz Koy Turu

Ölüdeniz koyundan çok uzaklaşmadan yakın bir kaç yeri ziyaret ediyorsunuz. Buradaki koylar şahane. Lokasyonlar neredeyse tüm turlarda aynı; Kelebekler Vadisi, St. Nicholas Adası, Akvaryum Koyu, Soğuk Su ve Deve Plajı. Fakat sıraları değişebiliyor.

Gemi turlarına iki gün ayırmak istemediğimiz için birini tercih etmemiz gerekiyordu. Biz de Ölüdeniz Koy turunda karar kıldık. Küçük gemi ile turu gerçekleştiren bir firmadan rezervasyon yaptırdık. Tek tek uğradığımız yerleri anlatmanın pek anlamı yok. Aslında neredeyse her noktada gemi kumsal varsa kumsala yanaşıyor yoksa koyda demirliyor ve size yüzmek için vakit veriyor. Denizin rengi ve verdiği ambians olarak Kelebekler vadisinin diğerlerinden bir tık önde olduğunu yazabiliriz.

Bu turlara katılmak istiyorsanız aşağıdaki noktalara dikkat edebilirsiniz.

  • Tur aldığınız geminin kapasitesi inme-binme sürenizi ciddi etkileyecektir. Her durakta 45 dk – 1 saat aralığında bir süre verildiğinden bunun önemi büyük.
  • Her durak noktası diğer gemilerinde durakları arasında ve demirlenen yerler nispeten çok ufak. O yüzden yüzerken çok rahat etmeyeceğinizi bilin.
  • Ölüdeniz koy turunda “Korsan gemisi” seçeneği var. Bu gemilerde konseptin tamamen karmaşık eğlence anlayışına sahip. Ve gerçek anlamda kalabalık. Yüksek sesli müzikler eşliğinde tekne turu bize çok uygun gelmemişti.

Yamaç Paraşütü

Ölüdeniz’e sadece bu aktivite için bile gelinebilir. Detaylara Fethiye-Ölüdeniz Yamaç Paraşütü deneyimi yazımızı okuyarak erişebilirsiniz.

Fethiye Gezi Rehberi” için bir yorum

  1. Geri bildirim: Kaş Gezi Rehberi |

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi:
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close