Uruguay, komşuları Arjantin ve Brezilya kadar uzun bir sahili olmasa da 660 km’lik sahile sahip. Her ne kadar bu sahil Rio de la Plata’dan başlasa da Sahil bölgesi olarak geçen kısımlar Maldonado ve Rocha eyaletlerinin sahil kısmıdır.
Bu sahildeki şehirlerden şüphesiz en meşhuru Punta del Este’dir. Maldonado eyaletininde yer alan bu şehir, Arjantinli zenginlerin tercih noktası. Bu sebeple bazı yerlerde Güney’in Monako’su veya Güney Amerika’nın St. Tropez’i benzetmeleri de yapılmakta. Hal böyle olunca Uruguay pahalı derken, Punta del Este biraz daha pahalı baştan söyleyelim.
Bizim uzun soluklu seyahatimizde biraz dinlenmek amacıyla gittiğimiz bu yerde plajları veya denizi harikay bir etki bırakmasa da güvenilir olması – çok rahat telefon ve paralarımızı plajda bıraktık- ve sakinliği bizi rahatlatmıştı.
Peki bu şehirde neler yapılabilir onlardan bahsedelim.
Şehirde irili ufaklı bir çok plaj bulunsa da önde gelenleri Brava Plajı ve Mansa Plajı’dır. Bu iki plajın birleştiği yer de Rio de la Plata’nın bittiği, sonrasında Atlas okyanusunun başladığı yer olarak geçer.
Brava Plajı, sekiz kilometreden daha fazla uzunlukta direkt Atlas okyanusuna baktığından dalgalı. Bu sebeple de çok fazla sörf yapan var. Ayrıca ekipmanları kiralamak da mümkün. Tabii ki yiyecek ve içecek almak için yerler bulunmakta.
Plajın liman tarafına doğru ucunda şehrin en ünlü simgelerinden birisi Los Dedos veya diğer adıyla Mano de Punta del Este heykeli bulunmakta. Şubat 1982’de Şili’li sanatçı Mario Irrazábal tarafından yapılmış bu eserin bir yarışma sırasında sahili seçmiş ve dalgalara karşı yüzücüleri uyarmak amacıyla bu tasarımı yaptığı da söyleniyor.
Gündüz olsun akşam olsun her daim fotoğraf çekilenler var, bizim gibi gün doğumu zamanında giderseniz hem boş halini yakalamış olur hem de güzel manzaraya şahit olursunuz.
Mansa Plajı ise, yine Atlas okyanusuna baksa da konumu itibariyle dalgadan ve kalabalıktan uzak güzel bir plaj. Biz de çoğu zaman bu plajda vakit geçirdik. Yine sahil boyuna güzel cafeler bulunmakta. Daha fazla macera arıyorsanız, uçurtma sörfü, rüzgar sörfü, yelken ve kano için su sporları ekipmanları kiralanabiliyor. Imarangatu Beach Club’ın yakınlarında takılmıştık.
Uruguay plajlarında dikkatimizi çeken bir olay ise satıcılar. Aşağıdaki gibi plaj elbisesi satan çok fazla var. İlginç olanı ise sergileme şekilleri. İş yapıyor mu diye sorabilirsiniz ama çok fazla kişinin yöneldiğini ve satın aldığına şahit olduk.
Bunun dışında yarımada kısmında yer alan Playa El Emir, Playa de Los Ingleses ve Muelle de Mahilhos plajları da bulunuyor. Plajlara uğramadığımız için durumları hakkında pek bir şey söyleyemiyoruz.
Yarımadada bulunan Faro de Punta del Este – Deniz Feneri de diğer simgesi olarak geçmekte. Yarımadadayken Nuestra Señora de la Candelaria, Meryem Ana Kilisesi de görülebilir.
Şehrin etrafında bulunan Gorriti Adası ve deniz aslanlarının olduğu Lobos Adası ziyaret edilebilir. Biz dinlenmek istediğimizden gerek görmemiştik.
Şehri tepeden izlemek isteyenler için de La Vista Punta Del Este restoranı yüksek bir gökdelen tepesinde yer almakta. Restorana girmeseniz bile seyir terasına çıkıp manzaraya bakabilirsiniz. Giriş ücretli.
Bu arada şehir bu kadar turist ve zengini ağırlayınca haliyle şehrin ana caddesi Gorlero Caddesi, hemen ona paralel Fashion Road‘da dünyaca ünlü lüks markaların bulunduğu caddeler haline gelmiş. Punta del Este’nin en şık ve bohem bölgesi olan La Barra, çeşitli sanat galerileri ve atölyeleri bulunuyor. Bu arada söylemden geçmeyelim şehirde 1998 yılından beri her sene Uluslararası Film Festivali düzenlenmekte.
Şehre yakın yerlerden bahsedecek olursak;
Punta Ballena, ismiden anlaşılacağı üzere kış aylarında bölgeye gelen balinaların ve orcaların izlenebildiği yerdir. Burada yer alan Uruguaylı sanatçı Carlos Páez Vilaró tarafından inşa edilmiş Casapueblo adındaki güzel yapı görülmesi tavsiye edilen yerlerden. Aslında bir yazlık ve sanatçının atölyesiymiş. Artık müze, sanat galerisi, kafeterya ve otel olarak kullanılıyor.
Piriapolis, Punta del Este’ye yarım saatlik mesafede bir sahil kasabası. Sakin bir kasaba, 25 km uzunluğundaki plajında huzurlu vakit geçirilebilir. Plajındaki kumların incecik olması ayrı güzeldi.
Punta del Este’den kuzeye doğru ilerleyince Leonel Viera ve Laguna Garzon köprüleri değişik mimariyle dikkat çekmekte. Leonel Viera Köprüsü roller coaster tadında eğlenceli geçiş sunarken, Laguna Garzon köprüsü dairesel yapısıyla sürücüleri yavaşlamaya zorlayarak manzaranın adını çıkarmak amacıyla tasarlanmış.
Leonel Viera Köpüsü 
Laguna Garzon Köprüsü
Bizim uğrayamadığımız yerler
Cabo Polonio, ulaşımı zor izole bir plaj. Hatta elektriği, suyun ve internetin olmadığı/çok kısıtlı olduğu hippi plajı olarak geçiyor. Yine de bazı ufak restoran ve marketlerin olduğundan da bahsediliyor.
Punta del Diablo, Brezilya sınırına sadece birkaç kilometre uzaklıkta sakin bir balıkçı kasabası. Plajları güzel bir manzara ve rahatlatıcı bir atmosfer sundukları için hem Uruguaylılar hem de çoğunlukla Arjantinliler ve Brezilyalılar arasında çok popüler. Playa del Rivero’nun renkli evleri gerçekten görülmeye değer olduğu söyleniyor.
Öneriler
Uruguay pahalı, Punta del Este çok daha pahalı demiştik. Bu sebeple birkaç tavsiye vermek istedik.
Sadece Punta del Este için değil Uruguay genelinde turistlerden tax-free koşullar var. Ama bunlar daha çok restoran ve konaklama gibi yerlerde uygulandığını gördük. Direkt kredi kartı kullandığınızda otomatik düşüyor. Bu oran %22 olduğundan ciddi avantaj sağlıyor. Nakitten ziyade kredi kartı kullanmayı tercih ettik.
Plajlarda halkın kullandığı alan çok geniş. Beach club gibi yerlerden ziyade direkt halkın takıldığı plajla kısmında takıldık. Burada isterseniz şezlong ve şemsiye kiralayabilirsiniz. Ayrıca mastercard Gölge Alan denilen kampanyası vardı. Kart sahibi olarak ücretsiz olarak bir şemsiye ve iki şezlongdan yararlanabildik. Uruguay genelinde plajların bir çoğunda bu alanlar bulunuyor.
Bu yazımızı beğendiniz mi? Bir arkadaşınızla paylaşarak yayılmasına yardımcı olursanız çok seviniriz. Ayrıca yazılarımızdan haberdar olmak için takip etmeyi unutmayın.
Teşekkür ederiz!
travellousduo.com 