Arjantin’in Trekking Başkenti
El Chaltén kasabası günümüzde Arjantin’in ve dünyanın önemli bir dağcılık, hiking ve trekking merkezlerinden. Hatta 2015 senesinde geçen bir yasa ile “Ulusal Trekking Başkenti” ünvanı almış. Fakat kasabanın kuruluşunun bunlarla hiçbir ilgisi bulunmuyor. Arjantin’in Şili ile yaşadığı Güney Patagonya Buz Tabakası(GPBT) ve Desierto Gölü üzerindeki sınır anlaşmazlığında öne çıkmak için aldığı bir politik bir karar ile iki ülke sınırındaki bu kasaba 1985 senesinde kuruluyor. And Dağlarının hemen dibinde bulunan bu küçük kasaba, El Chaltén’e giden sadece bir kara yolu bulunuyor. Bu karayolundan şehre doğru ilerlerken -eğer hava açıksa- tüm Fitz Roy masifini görmeniz mümkün.


Arjantin – Şili Sınır Anlaşmazlığı
Arjantin Şili arasında tarih boyunca bir çok yerde sınır anlaşmazlığı ya da karşı hak iddaa edildiği olmuş. GPBT üzerindeki bu anlaşmazlık 100 seneyi aşan bir olay. Bölgenin sınırları konusunda 1994 ve 1998 senelerindeki görüşmelerde büyük bir kısmı konusunda anlaşmaya varılmış olsa da, Fitz Roy ve Murallon zirveleri arasında kalan bölüm ise halen anlaşma yapılmasını bekliyor. Fakat günümüzdeki haliyle tüm Fitz Roy masifi ve Desierto gölü Arjantin sınırlarında yer almakta.
1985 yılında kurulan El Chaltén kasabasının günümüzde yerleşik nüfusu 1700 civarında. Kasabanın neredeyse her adımında hostel, otel, restoran ve trekking malzemesi satan kiralayan dükkanlar var. Özellikle yaz aylarında (Ocak, Şubat, Mart) gelen turistlerle nüfusu 7 katına kadar çıkabiliyormuş. Bu ufak kasabada sadece bir adet ATM ve sadece nakit kabul eden bir benzinlik bulunuyor. O da gördüğümüz en ilginç benzinliklerden. Yani yanınızda nakit getirmek faydalı olacaktır.
Fotoğraf: postcardstoseattle.com
YÜRÜYÜŞ ROTALARIMIZ
Kasaba, Macellan alt-polar ormanının Patagonya bozkırıyla buluştuğu bir geçiş bölgesi içinde yer almaktadır. Etrafındaki kar kaplı dağ zirveleri, buzul gölleri ve ormanlık vadiler olması, dağcılar ve yürüyüş yapmak isteyenler için olağanüstü bir manzara sunuyor. Başta da dediğimiz gibi El Chaltén manzarasıyla ve kasabanın şirinliğiyle de güzel olsa da bu kasabayı ziyaret etmenin ana amacı hiking ve trekking rotaları.

Aşağıda ana rotaları ve tecrübelerimizi anlatmaya çalıştık. Biz tercihimizi en popülerleri olan Fitz Roy ve Torre hikinglerinden yana kullandık. Vardığımız hafta hava şartları çok iyi göstermiyordu ama sonraki hafta için hava ise daha kötü görünüyordu. Ama burası Patagonya olduğundan hava her an değişebiliyor. İlk gün akşam üzeri hostelimize vardık ve aynı oda da kaldığımız Avustralyalı bir çift olan Amanda ve Bevan çifti ile hızlıca kaynaştık. Ertesi gün hava durumu çok iyi olmasa da yağmur göstermiyordu fakat hava nispeten bulutluydu. Fitz Roy zirvesini bulutsuz görmeyi çok istediğimizden o gün Torre rotasını yapmaya karar verdik. Amanda ve Bevan çifti de bizden ayrı olarak aynı kararı vermişlerdi. Böylece birlikte tırmanışı yapmaya karar verdik.
1. Gün – Cerro Torre Rotası
Kasabanın merkezinden başlayan bu rota 3 bölümden oluşmakta, son bölüm opsiyonel olduğundan rota tek yön 9 km uzunluğunda diyebiliriz ve sonunda Torre gölü ve buzulunun manzarasıyla tırmanış tamamlanıyor. Zorluk derecesi orta belirtilmiş bu rotanın da yaklaşık 6 saatlik bir gidiş dönüş öngörülüyor. Eğer son bölüm de dikkate alınırsa ekstra 2 saat eklenebilir.

Yürüyüşün başladığı yerde oldukça dik bir tırmanış bizi bekliyordu. Neyseki yürüyüş çubukları yanımıza almıştık ve bu tarz tırmanışlarda da çok yardımcı oluyor. Burayı çıkarken kulağımıza hafiften bir türkçe konuşma çarptı. Önümüzdeki çiftin de türkçe konuştuğunu anlamamız pek uzun sürmedi. Hemen tanıştık, Asena ve Fatih çifti de bizim gibi İTÜ mezunuymuş, işleri gereği ABD’de yaşıyorlarmış ve tatilleri için Patagonya’ya gelmeye karar vermişler. Şansa bakın tam aynı tarihte aynı saatte ve aynı yerde olmak milyonda bir olur herhalde. Bir süre birlikte yol aldıktan sonra akşam buluşma sözüyle kendilerinden ayrıldık.

Torre rotasını yaparken Torre Seyir Terasına(Mirador del Torre) kadar olan ilk bölüm yaklaşık 3 km boyunca ağaç ve çalıların arasından geçiyor. Seyir terasına vardığınızda oturabileceğiniz banklar ve Torre zirvesinin etkileyici manzarası sizi karşılıyor. Biz bu 3 kilometreyi yürürken şansımıza bu bölgede görülen bir kuş türü olan Macellan Ağaçkakanı (Campephilus magellanicus) veya Dev Ağaçkakan adlandırılan kırmızı başlı ağaçkakanı görme fırsatımız olmuştu. Yürürken etrafı seyrederseniz böyle hayvanları görme ihtimali çok yüksek.
Seyir terasından 2 km sonra ise Fitz Roy tırmanış rotasına bağlanan Madre ve Hija Gölleri rotasının ayrımına geldik. Buranın detayını aşağıda daha sonra anlatacağız. Burada devrilmiş kütüklerin üzerinde kısa bir mola verdikten sonra hedefimiz Laguna Torre tarafından devam ettik.
Sonrasında ise 3 km daha giderek De Agostini kamp alanına vardık. Bu bölümde artık ormanlık araziden biraz ayrılarak nehir yatağının kuruduğu taşlık araziden ilerlemeye başlamıştık. Bu esnada hava biraz daha bozmaya başlamış ve iyice kapanmıştı.
Kamp alanında yürüyüşün sonuna yani Torre gölüne sadece 1 kilometre daha ilerlememiz gerekiyordu fakat hem yağmur hafiften atıştırmaya başlamıştı hem de bitki örtüsünün olmadığı bir bölge olduğundan acımasız patagonya rüzgarını hissetmeye başlamıştık. Bu sebeple son 1 kilometre, dik bir tırmanış olmasa da, yürüyüşün geri kalanından biraz daha zorluydu.

En sonunda Torre gölüne varmıştık. Gölün rengi buzul gölünden beklediğimiz gibi mavi bir renge sahip değildi. Hava da kapalı olunca Torre zirvesini zor görebiliyorduk. Ama yine de buzulun göle bıraktığı buz parçaları bizim için bir ilkti. Rüzgardan korunmak adına göl kenarında kuytu bir yere geçtikten sonra yanımızda getirdiğimiz erzaklarımızı çıkararak güzelce karnımızı doyurduk. Sonrasında göl kenarındaki buz parçalarıyla biraz herkülcülük oynadık.
İsteyenler için yürüyüşe 2 km daha devam edip Maestri seyir terasına tırmanılabiliyor. Buradan Torre buzulunun tepeden panaromik manzarasını görmek mümkün. Ama hava çok bulutlu ve bu bölümün zorluk derecesi yüksek olduğundan biz bu kısmı yapmadık. Yeteri kadar fotoğraf çekildikten sonra geri dönüşe başladık. 18 kmlik yürüyüşümüz molalarla birlikte yaklaşık 7 saat sürdü.
Hostele döndüğümüzde ise çok yorgunduk fakat Asena Fatih çiftine sözümüz vardı. Hızlıca duş aldık, yemeğimizi yapıp yedik ve sonrasında kendileriyle buluşmak için dışarı çıktık. La Vineria adlı restobarda buluştuk. Tam bu sırada gezgin müzisyen grubunun canlı performansına denk geldik. Bu da bize günün son bonusu oldu.
2. Gün – Mirador de los Condores
Ertesi gün hava tüm gün yağışlı gösteriyordu ve biz de Torre tecrübemizden ötürü biraz yorgunduk. O sebeple o günü hostelde dinlenerek geçirmeye karar verdik. Fakat Amanda ve Bevan çifti hostelde yer olmadığından o gece için başka bir yerde kalmak için ayrıldı. Akşama doğru ise hava biraz açınca kendilerinin davetiyle yine birlikte El Chalten kasabasını panaromik olarak gören Condores ve Aguilas seyir teraslarının yürüyüşünü yapmak için buluştuk.

Bu seyir teraslarından kondor ve kartal görülebildiği söyleniyor. Bu yürüyüş de yine şehir merkezinden başlıyor ve gidiş dönüş toplamda 4 kilometre uzunlukta. Zorluk derecesi kolay olan bu yürüyüş toplamda ise 2 saat kadar vaktinizi alıyor. Yine de kısa mesafede ciddi bir yükseklik farkı olduğundan orta düzeyde bir tırmanış eforu gerektiriyor. Fakat bizim şansımıza daha yürüyüşe başladığımız gibi yağmur hafiften atıştırmaya başladı fakat geri dönmeyi de düşünmüyorduk. Tepeye çıktıktan sonra ise yağmur iyice bastırdı, bu sebeple Kartal Seyir Terasına da ilerlemedik. Bulutlar sebebiyle ne kondor ne de kartal görebildik, üstüne bir de El Chalten arkasında kalan Fitz Roy zirvesi manzarasından mahrum kalmıştık.

2 gündür El Chalten’deydik fakat Fitz Roy bize yüzünü göstermiyordu. Yeterince ıslandığımıza kanaat getirip geri dönmeye başladık daha yürüyüş rotasından yeni ana yola bağlanmıştık ki hava aniden açtı. Gerçekten bizim de daha önce okuduğumuz gibi Patagonya’da hava dakika içinde bile değişebiliyor.

Yürüyüşten sonra ise karnımızı doyurmak için biraz kolaya kaçıp hep beraber Burger & Beer’a gittik. Uzunca bir süredir fast food yemediğimizden özlediğimizi fark ettik. Yemekten sonra Amanda ve Bevan çifti ile vedalaştık. Ertesi gün onlar Toro Gölü yürüyüşüne başlayacaklardı, biz ise Fitz Roy yürüyüşüne yapacaktık. Onların yürüyüşü 2 gün süreceğinden bir daha görüşme fırsatımız olmayacaktı.
3. Gün – Cerro Fitz Roy Rotası
Ertesi sabah Fitz Roy yürüyüşü için yola çıktık. Fitz Roy rotasının iki başlangıç yeri var, bitiş noktası ise “Laguna de Los Tres” bu sebeple de bazı kaynaklarda yürüyüş rotası bu isimle de yer almakta. Bu hiking yürüyüşünün toplam uzunluğu 10 km olup toplamda 800 metre kadar tırmanmanız gerekiyor. Verilen haritaya göre de yaklaşık 8 saatlik bir gidiş dönüş öngörülüyor. Belirtilen zorluk derecesi orta, fakat en son 1 km’lik tırmanış kısmı yüksek zorluk derecesine sahip. En sonunda Fitz Roy masifinin en yüksek zirveleri olan Fitz Roy ve Poincenot zirvelerini altında uzanan Los Tres ve Sucia göllerinin manzarasıyla son buluyor. Bu tırmanış kasabanın kuzey ucundan (sonundan) başlıyor.

Hostelimizden başlama noktasına yaklaşık 1.5 km kadar mesafe bulunduğundan enerjimizi asıl yürüyüş rotasına saklamak istediğimizden arabamızla başlama noktasına giderek toplamda 3 km kadar yürüyüş yapmaktan kurtulduk. Sabah 09:00’da yürüyüşe başladığımızda yolun kalabalıklığı açıkçası bizi biraz şaşırtmıştı. Ama bu kadar popüler bir yerin o üç gündür süregelen kötü havadan sonra ilk (sözde) düzgün havada kalabalık olması bizi şaşırtmamalıydı.

Yürüyüş 4 bölüme ayrılıyor ve ilk bölümü Capri gölünün orada yer alan Fitz Roy seyir terasına kadar olan kısım 4 km uzunluğunda. Kullanmak isteyenler için gölün kıyısında kamp alanı da bulunuyor. Bu kısım 1saat 45 dk sürüyor ama biz başta biraz daha hızlı ilerleyerek 1 saatte varmıştık. Bu bölüm orta düzey zorlukta olsa da yaklaşık 300 metre tırmandırdığı için biraz yorucuydu. Burada Fitz Roy manzarasıyla epey fotoğraf çekilen vardı. Biz de fotoğrafımızı çekilip hızlıca bir şeyler atıştırıp -toplamda 15 dk’lık moladan sonra- yola devam ettik. Bu tarz yürüyüşlerde kaslar çok da soğumadan çok az sayıda ve çok kısa mola verilmesi kritik.

Başta sık bitki örtüsüyle başladığımız yürüyüşte, bu dinlenme noktasından sonra bitki örtüsü artık biraz daha seyrek bir hale gelmişti ve rüzgara daha da maruz kalmaya başlamıştık. Bu noktadan sonraki durağımız ise Poincenot kamp alanıydı. Bu ikinci bölüm de yine 4 km kadardı ve yine 1 saat gibi bir sürede kat ettik. Bu bölümde neredeyse hiç tırmanma yapılmadığından çok rahat ilerlenebiliyor. Ayrıca manzaraya karşı yürüdüğünüz için bir nebze daha keyifli.

Poincenot kamp alanı El Chalten’deki rotalarda bulunan en büyük ve kalabalık kamp alanı denebilir. Fitz Roy’u sabah gün doğumunda görmek isteyen insanlar için burada kalıp sabah erken saatlerde son tırmanışı yapmak için kullanılıyor. Bu kamp alanına vardığımızda biz de hem kamp alanını incelemek için hem de biraz soluklanmak için mola verdik. Bu kamp alanında kamp yapanlar rüzgarı bir nebze olsun kesebilmek adına çadır kurdukları alanın çevresine odunlardan koruma yapmıştı. Ayrıca başka kamp alanlarında görmediğimiz Puma’lara karşı uyarı tabelası da bulunuyordu. Bize ilginç gelmişti.

Sonrasında kamp alanında ayrılarak tırmanışın en zorlu kesimine başlayacaktık. Yaklaşık 15-20 dakika daha yürüyerek Rio Blanco’ya vardık. Burası köprüden önce son çıkış denilebilecek bir yer. Buradan sonra zirveye sadece 1 km mesafemiz vardı fakat tamamen çıplak taş ve kayalardan oluşan bölümde yaklaşık 400 metre kadar tırmanma yapmamız gerekiyordu. Açıkçası o güne kadar yaptığımız tüm tırmanışlar içinde bizi en zorlayan kısım burasıydı. (Benzerini Torres Del Paine’de de sonradan yaşadık) Son 1 km’yi çıkmamız 1 saat kadar sürdü. Esen çılgın rüzgar da işimizi kolaylaştırmıyordu.
Son 1 km’lik çıkış Göle az kaldı tırmanışı
Sonrasında ise zirveye vardık; ilk düşüncemiz oturup uzunca bir mola vermek ve sonra fotoğrafa vakit ayırmaktı. Rüzgar o kadar güçlüydü ki yemeğimizi bir kayanın dibine tüneyerek hızlıca yedik. Açıkçası çiğneme sayımızı bile düşürmüştük. Sonrasında ise Los Tres ve Sucia göllerinin manzarasıyla sayısız fotoğraf çekmeye, çekilmeye başladık; tabii rüzgar ne kadar müsaade ederse. Ne yazık ki yine bulutlar Fitz Roy zirvesini görmemize müsaade etmiyordu. Sadece Poincenot zirvesini ucundan görebiliyorduk.
Yaklaşık 1.5 saat tepede vakit geçirdik fakat Fitz Roy’u yine göremeden geri dönüş yolculuğumuza başladık. Toplamda 20 km’lik bu yolculuğu molalar ile birlikte 9 saat kadar bir sürede tamamlamıştık. Fakat hostele döndüğümüzde gerçekten çok yorgunduk. Hızlıca akşam yemeğimizi yiyip günün kalanını hostelde dinlenere sonlandırdık.


Fitz Roy ve Torre Tırmanışları
Fitz Roy yürüyüşüne El Chalten’den yaklaşık 15 km kuzeyde bulunan El Pilar konukevinden başlamak da mümkün. Yol üzerinde Piedras Blancas gölünü ve buzulunu görebiliyorsunuz. Biz bu rotayı kullanmadığımız için çok bilgimiz yok.
Torre ve Fitz Roy zirveleri gün doğumunda aldıkları sarımsı renk ile çok güzel bir görsel sunuyor. Özellikle Fitz Roy bu konuda ünlü. Bu sebeple bu tırmanışları gece kamp yaparak uzatmak mümkün ve bu iki tırmanış rotası birbirine de bağlanabiliyor. En çok tercih edileni 1 gece kamp yapmak. Tercih edilen rota; ilk gün Torre tırmanışını yaptıktan sonra dönüş yolunda Fitz Roy tırmanışına bağlanan Madre ve Hija gölleri yolundan Poincenot kamp alanına varmak ve geceyi orada geçirmek. Ertesi sabah ise kamp malzemelerini dönüşte toplamak üzere kampta bırakarak sabah çok erken saatte Fitz Roy’un son 1 kmlik tırmanışını yaparak gün doğumunu Los Tres gölünün orada izleyerek sonrasında dönüş yolculuğuna geçmek. Bu rotada bulunan D’Agostini ve Capri kamp alanlarını da kapsama alırsak seçenekler artmakta. Kamp alanlarında basit bir tuvalet haricinde bir altyapı yok. Bu sebeple kamp yapacaklar için hazırlıklı gelmekte fayda var. Su ise pek sıkıntı değil; bir çok yerde göl, ırmak ve dere bulunuyor. Kaynakları da temiz buzullar olduğundan güvenle içilebilir.
Bu yürüyüşlerde de yürüyüş çubuklarının fazlasıyla faydasını gördüğümüzü söyleyebiliriz. Fakat buralardaki rüzgarın aşırı olmasından dolayı yüz maskesi olabilen bir boyunluk bulundurmakta fayda var. Ayrıca yaz döneminde bile sıcaklıklar düşük olduğundan katmanlı giyecek (polar ve mont), güneş kremi bulundurmak önemli. Kamp yapacaklar için ayrıca böcek ilacı da öneriliyor.

Fitz Roy masifinin eteklerinde ve manzarasıyla fazla sayıda hiking/trekking rotası bulunsa da kaya tırmanışı ve dağcılık sporunda bu dağ zirvelerinin zirvesine çıkmak büyük bir başarı. Sadece Fitz Roy’un güney yamacında 700 metre kadar kaya tırmanışını gerektiriyor. Bu bile başlı başına bir meydan okuma. Fakat masifte bulunan tüm zirvelere çıkılmasını gerektiren 5000 metrelik bir rota bulunuyor. Bu yolculuğu başarabilen dünyada çok az kişi var. “Free Solo” belgeselindeki Alex Honnold ve arkadaşı Alex Caldwell bunu başarabilen ender kişiler arasında. Detayları okumak isterseniz linki bırakıyoruz..
DİĞER ROTALAR VE AKTİVİTELER
El Chalten’de yapılabilecek fazlaca hiking ve trekking rotası olduğundan bahsetmiştik. Biz gitmesek de geri kalanlardan kısaca bahsedecek olursak;

– Lago Del Desierto Bölgesindeki Rotalar –
El Chalten’in 40 km kuzeyinde bulunan Desierto Gölü ve çevresinde de yapılacak yürüyüşler bulunmakta. Bu bölge artık Los Glaciares Milli Parkı’nın sınırlarının dışında Desierto Gölü koruma alanında yer almakta. Bu bölgede daha çok buzulları yakından görmek için yürüyüşler bulunmakta.
Cagliero: Cagliero buzulu ve Diablo gölüyle son bulan bu rota 7 km ve 3 saat kadar sürüyor. Arazi Estancia Huemul özel mülkü olduğundan giriş ücreti bulunuyor. (2020, 800 ARS) Buzul yürüyüşü de yapmak mümkün. Fakat rehber gerekiyor. Rotanın sonunda bulunan Refugio Cagliero’da kalmak mümkün.
Huemul Gölü: Huemul buzulu ve gölüyle son bulan bu rota 2 km ve 1 saat kadar sürüyor. Desierto gölünün güney noktasında Punta Sur’dan başlıyor. Arazi özel mülk olduğundan giriş ücreti bulunuyor. (2020, 400 ARS)
Vespignani: Vespignani buzulu ile son bulan bu rota 1 km ve 1 saat sürüyor. Ama rotaya erişim biraz farklı. Öncelikle Desierto Gölünün en güneyinde yer alan Punta Sur’a gelmeniz gerekiyor. Buradan sadece öğlen saat 13:00’te kalkan botla yarım saatte Vespignani rotasının başladığı yere varıyorsunuz. Ve dönüş için de tek bot bulunuyor; o da saat 16:00’da. Saatlerin uyumundan ötürü güne erken başlayıp Huemul Gölü ve Vespignani rotasını birleştirmek mümkün.
– Parque Nacional Los Glaciares Bölgesindeki Rotalar –
Chorrillo del Salto: Fitz Roy yürüyüşünün ile aynı yerden başlayan Chorrillo şelalesinde son bulan 3 km’lik bu rota yaklaşık 1 saat kadar sürüyor. Genelde El Chalten kasabasına geç varan ya da günü biraz dinlenerek geçirmek isteyenlerin tercihi.
Laguna Toro: El Chalten’deki en zor rotalardan birisi Toro Gölü rotası. Toplamda 16 km olan rotayı tek günde yapmak mümkün değil. Tek yönde rota 7 saat sürüyor. Toro gölünün orada kamp yapmak gerekiyor. Bahar ve yaz aylarında yarım metreden fazla olan nehirleri geçmeniz gerekiyor. Ayrıca rotaya başlayacakların park müdürlüğüne (APN) kayıt yaptırmaları gerekiyor.
– Huemul Rotası –
Huemul Ringi yeni bir trekking rotası. Huemul Masifi’nin eteklerinde geçen bu rota 4 günlük ve bir hayli zorlayıcı rota. Dere yatakları, buzul yürüyüşü ve ufak birkaç vadiyi zipline ile geçmeyi içerdiğinden tecrübesiz kişiler için önerilmiyor. Park müdürlüğü haritalarında yer almayan bu rotanın ilk günkü rotası Laguna Toro rotasını kapsıyor. Bu rota için de park müdürlüğüne (APN) kayıt yaptırmak gerekiyor. Bu rotaya başlayacak kişilerden en az 2 kişilik bir grup bulmaları isteniyor.

– Viedma Buzulu Turları –
Los Glaciares Milli Parkı’ndaki en büyük buzul olan Viedma buzulunu yakından görmek isteyenler için Viedma gölünün Bahia Tunel iskelesinden kalkan tekneler kalkıyor. Bu turlar yarım gün kadar sürüyor ve günde 2 kere düzenleniyor. El Chalten ve ya El Calafate’deki tur firmalarından kayıt olabiliyorsunuz. Fiyatı 80-100 USD civarında. Ama El Calafate’deki Perito Moreno buzulunu çok daha yakından görebildiğiniz için biz bu tura fayda/maliyet açısından katılmadık. Ayrıca buzul üzerinde yürüyüş yapmak da mümkün. Bu ise, yine yarım günlük Ice Trekking turu olarak satılmakta.
– Arjantin – Şili Sınırını Yürüyerek Geçmek –
Desierto Gölü’nün kuzey ucu Arjantin ve Şili’nin sınırını oluşturmakta. Bu noktada Arjantin ve Şili’nin arasındaki araçla geçilmeyen ender birkaç sınır kapısından biri Dos Lagunas bulunuyor. Maceraseverler Desirto gölünün güneyinden (Punta Sur) 22 km yürüyerek 7 saatte Şili’nin Candelerio Mancilla kıyısına varabiliyor. Sonrasında ise bir tekneyle O’Higgins kasabasına geçmek gerekiyor. Yol üzerinde herhangi bir kamp noktası bulunmuyor.
ULAŞIM – KONAKLAMA – YEMEK
El Chalten çok ufak bir kasaba ve kara yolu olarak da Ruta 41’in çıkmaz sonu olduğundan erişim nispeten zor. Uçak ile gelmek isteyenler için en yakın alternatif El Calafate şehri olup oradan da yaklaşık 3 saatlik bir kara yolu yolculuğu gerekiyor. Özel araç ile Ruta 40 üzerinden asfalt yol ile erişmek mümkün. Otobüs ile yolculuk yapmak isteyenler için Arjantin’in bir çok şehrine ve Şili’nin Puerto Natales, Chile Chico şehirlerine otobüsler var fakat aralıklı olabiliyor.
Kalacak yer açısından da nispeten pahalı bir yer. Biz 6 kişilik yatakhane imkanı olan Rio Azul Hostelde kaldık ve 2 kişi için geceliğine 30$ ödedik. Fakat şehirdeki basit kamp alanları bile geceliği kişi başı 10$’ın altında değil. Bizim tarihlerimiz net olmadığından son anda rezervasyon yapmıştık. Bu sebeple önceden rezervasyon yaparak maliyeti bir miktar azaltmak mümkün.
Yemek açısından ise; kasaba ücra bir konumda olmasından dolayı ve mevsimsel turist ağırladığından restoran fiyatları biraz pahalı. Marketlerden alış veriş yaparak yemek ihtiyacın karşılamak nispeten daha mantıklı. Özel arabanız ile geliyorsanız yakın bir şehirden alışveriş yaparak gelmek de iyi bir fikir olabilir. Hostelde yemek yapma şansımız olduğundan ve genelde yürüyüş yaparak zaman geçirdiğimizden maliyetimiz biraz düşmüştü.
NELERİ FARKLI YAPARDIK?
Dinlenme günümüzü biraz daha verimli değerlendirebilirdik. Fakat gerçekten Torre yürüyüşünden ötürü aşırı yorgunduk. Bir kez daha gidecek olursak bir ekstra gün ayırarak Huemul Buzulu ve Vespignani yürüyüşlerini yapabiliriz.
Bu yazımızı beğendiniz mi? Bir arkadaşınızla paylaşarak yayılmasına yardımcı olursanız çok seviniriz. Ayrıca yazılarımızdan haberdar olmak için takip etmeyi unutmayın.
Teşekkür ederiz!
“El Chaltén” için 3 yorum