Dünyanın Sonuna Hoşgeldiniz…
Arjantin’in Tierra Del Fuego eyaletinin başkenti olan Ushuaia şehri, günümüzde dünyanın en güneydeki şehri olarak geçiyor. Son senelerde eyalete sağlanan vergi muafiyeti sebebiyle nüfusu hızlıca artarak 70.000’e ulaşmış. Şehir, Tierra del Fuego’yu keşfetmek için turistler için merkez olmasının yanı sıra Antarktika ve Falkland(Malvinas) Adaları cruise gemi seyahati yapacaklar için başlangıç noktasıdır. Üstelik Buenos Aires-Valparaiso arasında cruise gemi seyahati için de ara duraklama noktası olarak kullanılıyor.
Her ne kadar aşırı şişirilmiş turist tuzağı ön yargısı oluşturmuş olsa da Güney Amerika yolculuğumuz da güneylere inmişken Dünyanın En Güney Şehri olarak reklamı yapılan bu yere şans vermek istedik.
Şehrin ismi Yaghan yerlileri zamanından kalma olan “ush” ve “waia” kelimelerinden gelmekte, anlamı ise derin koy olarak geçiyor.
Bölgeyi ilk İspanyollar keşfetmiş olsa da şehir, Yaghan ve Selk’nam yerlilerini hedefleyerek Anglikan misyoner merkezi olarak İngilizler tarafından kurulmuş. Bölgedeki altına hücum sırasında bölgeye gelen batılıların getirdiği hastalıklar sebebiyle Yaghan ve Selk’nam yerlileri neredeyse yok olmuşlar.
Yerli nüfusu kaybolunca İngiltere misyonu kapatmış. 1881 senesinde resmi olarak Arjantin’in hükmüne geçen şehir, 1885’te Tierra Del Fuego eyaletinin başkenti ilan edilmiş. 1893’te yapılan ilk nüfus sayımında şehrin nüfusu 150 civarındaymış. 1896 senesinde Arjantin’in bu ücra köşesine bir hapishane inşa edilmiş. 1940’lara kadar şehrin ana merkezi hapishane olmuş. Burada cezalarını çeken insanlar ise çevrede bulunan ormanlarda odunculuk faaliyetlerinde kullanılmış. Hatta bu sebeple inşa edilen eski tren hattı, şuanda “Dünyanın Sonundaki Tren” (Tren Del Fin Del Mundo) ismiyle turizm amaçlı kullanılıyor. Hapishane 1947 yılında insan hakları ihlali iddiaları sebebiyle Juan Peron tarafından kapatılmış. Günümüzde ise Ushuaia Denizcilik müzesi olarak kullanılıyor. 1950’lerden sonra ise bölgede çıkarılan petrolün ana sevkiyat merkezi, Antartika seferlerinin başlangıç noktası olarak konumlanmış. 1990’lardan sonra ise “Ushuaia – Dünyanın Sonu” (Fin Del Mundo) markası ile turizm sektöründe ciddi bir büyüme elde etmiş. Açıkçası bu markayı da iyi pazarlıyorlar.

Tierra Del Fuego Takımadaları
Antarktika’dan sonra dünyanın en güneyindeki toprak parçası olarak geçiyor. 1520 yılında Macellan’ın Amerika seferi zamanında keşfedilen adalar, yerlilerin ateşleri ve çıkan dumanlarından ötürü türkçe adı ile Ateş Toprakları olarak isimlendirilmiş. Buna rağmen 1850’li yıllara kadar batılı insanlar bu bölgeye yerleşmemiş. Bu döneme kadar bazı keşif seferleri yapılmışsa da 2 tanesi öne çıkmaktadır. İlki Hollandalılar tarafından 1616 yılında Doğu Hindistan Şirketi’nin ticaret ağını genişletmek amacıyla yapılmış. Diğeri ise İngilizler tarafından 1830 yılında kaşif Robert Fitz Roy’in liderliğinde ünlü HMS Beagle gemisinin birinci Güney Amerika seferinde bölgenin coğrafyası üzerine bir çalışma amacıyla yapılmış. İngilizler bu sefer ile birlikte günümüz Beagle kanalının bir kanal olduğunu bularak ismini de kendi gemileriyle tescil etmişler. Bu seferdeki en ses getiren olay ise Fitz Roy’un Yaghan yerlilerinden bir erkeği İngiltere’ye götürmesi olmuş. Olayın detaylarını internetten Jemmy Button aratarak okuyabilirsiniz. (Charles Darwin HMS Beagle’ın ikinci seferinde yer almıştır.)
1850’li senelere gelindiğinde bölgenin nehir yataklarında bulunan altın ve Patagonya’nın hayvancılığa elverişli toprakları Şili, Arjantin ve Avrupa’dan (özellikle Hırvat) bölgeye akına sebebiyet vermiş. Bu yeni akın da bölge yerlileri olan Selk’nam ve Yaghan yerlilerinin yok olmasına sebep olmuş. Günümüzde her iki halktan da kalan çok az sayıda birey mevcut. Bölge üzerinde hak iddia eden Şili ve Arjantin arasında 1881 yılında yapılan anlaşmayla günümüz sınırlarına kavuşulmuş.
Kuzeyde Macellan Boğazı ve güneyde Beagle boğazı ile ayrılan Isla Grande(Büyük Ada) bölgenin en büyük şehirlerini barındırıyor. Bunlar Porvenir, Rio Grande, Tolhuin ve Ushuaia. İstisnasız olarak bölgenin en büyük şehri ise Ushuaia.
1950’lerde bölgede petrol bulunması, her iki ülkenin de Antarktika üzerinde hak iddia etmesi ve Antarktika seferlerinde lojistik olarak önem kazanmasından dolayı Şili ve Arjantin arasında tekrar gerilim yükselmiş. Antarktika için lojistik olarak tek seçenek olan Ushuaia şehrine karşılık olarak Şili daha güneye Puerto Williams şehrini kurmuş. (Günümüzde sadece askeri bir kasaba) Buna karşılık 1970’lerde Arjantin Beagle kanalı çıkışında bulunan Picton, Lennex ve Nuevo adalarının kabotaj hakları sebebiyle Şili egemenliğinde olmaması gerektiğini savunarak istila tehdidinde bulunmuş. 1978 senesinde savaşın eşiğine geldiklerinde ise Şili bölgeye askeri sığınak ve karakol kurmuş. Bu olaylar ise 1982 senesinde Arjantin – İngiltere arasında yaşanan Falkland Adaları/Malvinas adaları savaşında Şili’nin bu askeri üslerde bulunan radarlarıyla tespit ettiği Arjantin hava akınlarını İngiltere’ye ispiyonlamasına yol açmış. Falkland Adaları Arjantin halkı için halen sıcak bir konu. Ülke genelinde bu olayı anlatan bir çok müze ve anıt bulunuyor. Fakat ülkenin güney yerleşimlerinde daha sık şekilde hissettiriliyor. Bunun sebebi ise savaş sırasında Rio Gallegos, Rio Grande ve Ushuaia şehirlerinin üs olarak görev yapması olmuş.
Biz yolculuğumuz esnasında Rio Grande, Tolhuin ve Ushuaia şehirlerini görme fırsatı bulduk. Rio Grande eyaletin sanayi başkenti olarak geçiyor. Arjantin hükümetinin az nüfusa sahip eyaletlere getirdiği vergi muafiyetinden ötürü bu bölgeye fabrika kuran firmalar düz arazi olan step bölgelerine yakınlığından dolayı Rio Grande’yi tercih etmişler. Turistik olarak çok önemli görülmüyor. Tolhuin şehrinde ise bölgenin -belki de Arjantin’in- en ünlü fırını La Union Panaderia’sı bulunuyor. Maceracı ve milliyetçi Emilio Saez tarafından 23 sene önce kurulmuş. Duvarlarında Arjantin’in ünlü simalarından kalma fotoğraflar, anı yazıları bulunmakta. 25 kişinin çalıştığı fırın günde sadece 3 saat kapalı kalıyor. Biz bu fırının varlığını Gürkan Genç’in bloğundan öğrenmiştik. 5000 kişilik bir kasabadaki bu fırının nasıl bu denli büyüyebildiğini pek anlayamadık. Ushuaia’dan kuzeye doğru dönüşte bu fırına uğramıştık. Ushuaia – Tolhuin arasındaki yolun bir çok vadi, göl ve dağların arasından geçtiğini düşünürsek eğer Ushuaia’daysanız araç kiralayıp kahvaltıyı burada yapmak güzel olabilir. Ayrıca bölgenin en büyük gölü olan Fagnano gölüne düzenlenen turlar çoğunlukla Tolhuin’den başlıyor.

GEZİLECEK YERLER
Günümüzde şehir hızlı büyümüş bir balıkçı kasabasını andırsa da şehrin turistik olarak sundukları az değil. Şehirde ve çevresinde yapılacakları sıralamaya çalıştık.
San Martin Caddesi ve Sahil Şeridi
Şehir merkezinde bulunan tüm müze, banka ve restoranlar burada bulunuyor. Geç saate kadar canlı olan merkezde dolaşmak bir hayli keyifli. Outdoor ekipmanlarının satıldığı bolca mağaza ve hediyelik eşya dükkanı da bulunuyor. Adım başı karşınıza çıkan penguen muralleri, tabelaları ve bibloları ilgi çekmeyecek gibi değil. Ayrıca turizm acentalarının önündeki Antartika turlarının fiyatlarına bakıp şaşmamak mümkün değil. Cadde üzerindeki renkli Merced Kilisesi de dikkatinizi çekecektir.
Penguen Bibloları Merced Kilisesi
Dünyanın En Güney Şehri olarak ünlenmiş bu yere geldiğini ispatlamak isteyenler için bir sürü seçenek bulunuyor. T-shirt, magnet, bardak gibi hediyelik eşya almak bir seçenek olsa da sahil şeridinin ünlü Ushuaia yazısıyla ve limanın oradaki park alanında “Fin del Mundo” tabelasıyla fotoğraf çekilmek kaçırmak istemeyeceğiniz bir anı olabilir. Tabelanın bulunduğu yerde şehirdeki tüm turist acentalarının ofisleri ve yakınında da Ushuaia Turizm Ofisi var, gitmişken turlara göz atabilirsiniz.
Bugüne kadar gezdiğimiz bir çok şehre kıyasla Ushuaia Turizm Ofisi gerçekten çok organize ve güzeldi. Öncelikle Ushuaia şehri ve çevresini detaylı gösteren harita sağladılar. Ayrıca yapılabilecek tüm aktivite ve turların listelendiği 4 sayfalık bir broşür verdiler. Bu broşürde aktivite ve turlar için kontakt bilgileri, fiyatları vb. gibi bir çok bilgi de bulunuyordu. İstemeniz halinde size bu anı ölümsüzleştirmek için sertifika ve pasaport damgası sağlıyorlar. Biz de tabi ki bu fırsatı kaçırmadık.

Beagle Kanalı Turları
Şehrin en çok reklamı yapılan ve popüler olan turları, günübirlik Beagle kanalının farklı bölgelerini dolaşan tekne turları. Kanalda bulunan adalar tur firmaları arasında paylaşılmış. Kanalda bulunan 3 ada diğerlerinden biraz daha ilgi çekici, Los Lobos Adası (Deniz aslanı kolonisi), Les Eclaireurs Deniz Feneri Adası ve Martillo Adası (Penguen kolonisi).

Ushuaia’nın belki de en ikonik görüntüsü Les Eclaireurs Deniz Feneri veya diğer adıyla “Dünyanın Sonundaki Deniz Feneri” dir. Şehrin beş deniz mili doğusunda Beagle Kanalı’ndaki küçük bir kayalık adada duran bu fener neredeyse 100 yıldır işlemekte. Los Lobos Adası, Güney Amerika deniz aslanlarına ve Güney Amerika foklarına ev sahipliği yapıyor. Adada aynı zamanda karabataklar da bulunuyor. Bu iki ada tüm tekne turlarının güzergahında bulunuyor.
Fotoğraf: careergappers.com Fotoğraf: best-tourpatagonia.com
Martillo adası, Macellan penguenleri yanı sıra daha nadir olan Gentoo ve Kral penguenlerinin birlikte bulunduğu penguen kolonisine ait bir ada. Turların bir çoğu bu adaların yakınına kadar gidiyor sadece Martillo adasına çıkış imkanı bulunuyor. Bu ada aynı zamanda bir koruma alanı olduğundan günde sadece 80 kişinin adaya çıkma hakkı var ve PiraTour ise bu imkanı sağlayan tek firma, diğer firmalar ise adaya çıkmadan yanaşarak penguenleri görmenize imkan sağlıyor. Uyaralım bu tura rağbet çok fazla olduğundan zaman kısıtınız varsa ve mutlaka görmek istiyorum diyorsanız online tur rezervasyonu yapmanızda fayda var. Martillo adası aynı zamanda Ushuaia’dan 85 km mesafede bulunan Estancia (Çiftlik) Harberton’a çok yakın olduğundan bir çok turda burası da dahil ediliyor.
Gentoo Pengueni Kral Pengueni
Arjantin’in kuzey sahilerinde penguen görebilmek mümkün, bir çok yerde fiyatlar çok daha uygun. Bu sebeple bir tekne turlarına katılmadık. Eğer değerlendirmek isterseniz fiyatları içeriğine göre değişmekte biz kabaca yazacak olursak;
“Los Lobos Adası + Les Eclaireurs Deniz Feneri Adası ve ‘H’ ya da Bridges Adası Yürüyüşü” turu yarım gün sürüyor ve 40 – 50 UD arasında değişiyor.
“Los Lobos Adası + Les Eclaireurs Deniz Feneri Adası ve Martillo Adası” turunda ise adaya çıkılmıyor ve yarım gün süren turun fiyatı ise 70-80 USD civarında değişiyor.
“Los Lobos Adası + Les Eclaireurs Deniz Feneri Adası ve Martillo Adası” turunda ise yine adaya çıkılmıyor ve ekstradan “Harberton Çiftliğine” uğranıyor. Tüm gün sürüyor ve 90 USD civarında. Harberton çiftliği giriş ücreti fiyata dahil.
“Los Lobos Adası + Les Eclaireurs Deniz Feneri Adası ve Martillo Adası+ Harberton Çiftliği” turunda Martillo adasında 1 saat vakit geçirebiliyorsunuz. Tüm gün sürüyor ve 140 USD civarında. Harberton çiftliği giriş ücreti fiyata dahil değil (yaklaşık 12 USD)
Müzeler
Şehirde bir çok müze bulunmakta. Müzelere ilgimizi çekmediği için girmedik fakat sonradan Tematik Galeri’ye girseymişiz dedik.
Ushuaia Denizcilik ve Eski Hapishane Müzesi

Eski hapishane şimdilerde ise şehirdeki en büyük iki müzeden birisi olarak işliyor. Bölgenin keşif hikayesi, denizcilik tarihi ve eski hapishanesini öğrenmek isteyenlerin ilgisini çekebilir. Fiyatı ~18 USD.
Dünyanın Sonu Müzesi (End of The World)

Şehrin eski bankası bugün müzeye dönüştürülmüş ve iki büyük müzeden diğeri oluyor. Şehrin ve bölgenin tarihi, bölgedeki yerli halkları, Anglikan misyonları gibi konuları içeren gösterimleri bulunmakta. Fiyatı ~8 USD.
Tematik Galeri (Thematic Gallery)

Bölgenin geçmişini tematik figür ve heykellerle anlatan bu galeri 2013 yılında açılmış. Nispeten yeni sayılır. Fiyatı ~8 USD.
Trekking Rotaları
Ushuaia yakınlarında bir sürü yürüyüş rotaları bulunuyor. En popüler ikisini aşağıda belirtmeye çalıştık. Biz ise, Torres del Paine ‘den sonra yürüyüşlere ara vermeye karar verdik. Bu sebeple buradaki yürüyüşleri yapmadık.
Laguna Esmeralda

Ushuaia yakınlarındaki en popüler yürüyüşlerinden biri, ormanda ağaçlar arasından geçerek turkuaz renkli Esmeralda Gölü’nün bitiş noktası olduğu 10 kilometrelik rotasıdır. Patika başlangıcı, Ruta 3 boyunca Ushuaia’nın birkaç kilometre kuzey doğusunda bulunuyor. 7 saat süren zorlu olan yürüyüşü rehberli yapma imkanı da bulunuyor.
Martial Buzulu

Şehrin 6-7 km kuzeydoğusunda bulunan bu buzul, Ushuaia şehri ve Beagle Kanalının en iyi manzarasını sunuyor. Günübirlik yapılabilen bu yürüyüş, nitekim kolay olmasından ve kanal manzarasından dolayı oldukça popüler diyebiliriz. Gidiş-dönüş 3-4 saat sürüyor ama istenirse başlangıçta telesiyej kullanılarak daha da kısaltılabilir.

Tierra Del Fuego Milli Parkı
1960 senesinde dünyada az bulunan Arktik Altı ormanlarını korumak amacıyla kurulmuş bu park Arjantin’in ilk deniz kıyısı milli parkı olmuş. Arjantin’de hem deniz hem ormanlık hem de dağlık arazi gibi 3 farklı coğrafi yapıyı koruma altına alan tek milli park olma statüsüne sahip. Milli park, başta Guanako, And Tilkisi, Yunus Martı ve Alakush türleri olmak üzere bir çok canlı türüne ev sahipliği yapıyor. Alakush bir tür yerel balıkçıl kuş türü; isminde “kuş” tabirinin olması tamamen bir tesadüf. İsmi Yaghan yerlilerinden gelmekte.
Şehir merkezine 12 km mesafede bulunan milli parkın giriş ücreti yabancılar için 560 ARS (~8 USD). Milli parkta 4 farklı yürüme rotası bulunuyor. Bunlar Pampa Alta, Costera, Hito ve Cerro Guanaca yürüyüşleri. Costera milli parkın sahil kenarından dolaşan bir parkur. Açık havada yürümesi keyifli ve aynı zamanda bir çok yerde milli parktaki ana yolla kesiştiği için parça parça da yürünebiliyor. Biz El Chalten ve Torres Del Paine’de yeterince yürüyüş yaptığımız için burada yürüyüş rotalarını yapmadık. Ziyaret ettiğimiz günde hava kapalı olmasının da bunda etkisi vardı. Yapabilseydik Cerro Guanaco yürüyüşünü yapıp zirveden Beagle Kanalı ve milli parkı görmeyi isterdik.

Milli park günümüzde içine barındırdığı fauna ve koruma alanlarından ziyade içinde bulundurduğu başka ilgi çeken noktalarla ziyaretçi topluyor.
– Dünyanın En Güneyindeki Postane –
Adı üstünde dünyanın en güneyindeki ticari postane bu milli park sınırlarında bulunuyor. Zaratiegui körfezinde bulunan postaneyi ise “Carlos Delorenzo” adında eksantrik bir abimiz işletiyor. Postanenin sağı solu ve duvarları bir çok gezginin stickerlarıyla dolu. Biz de şansımıza “AyferOnurSeyahatnamesi” , “cokokuyancokgezen” ve “yoldancık” Türk gezginlerine ait stickerlarını bulabilmiştik.
Ayrıca postanenin içerisinde bir çok ülkenin parası tavandaki bir kolona iliştirilmiş. Biz de kendi ülkemize ait beş liralık banknotu görebildiğimize sevinmiştik. Postane’de ayrıca 5 USD ücret karşılığında pasaport damgası vurdurabilirsiniz. Mürekkebi fazla olduğundan iyice kurutmayı ihmal etmeyin.
Ushuaia’dan ve özellikle dünyanın bu en güney postanesinden sevdiklerinize kartpostal göndermek bir adet. Fakat şehir merkezinde sorduğumuzda kartpostalları merkezden göndermemizi tavsiye ettiler, bu en güney uçtaki abinin biraz işini savsakladığını söylemişlerdi. Biz de öyle yaptık. Fakat 4 adrese gönderdiğimiz kartpostallarımızdan sadece 3 tanesi vardı o da 3 ayda. O sebeple belki de buradan göndersek daha iyiydi.

– Lapataia Körfezi ve Kunduz Barajları –
Lapataia Körfezi milli parkın en derin körfezi, kuzeyde bulunan Acigami Gölü geniş sulak araziler oluşturarak bu körfeze akmakta. Körfez kıyısı ve çevresinde manzarayı izleyebileceğiniz, turbalık ve kunduz barajlarını görebileceğiniz küçük yürüyüş rotaları bulunuyor.


Tierra Del Fuego ve Kunduzlar
Bu bölge ve milli park ne yazık ki insan eliyle yaratılmış bir doğal felaketi de gözler önüne seriyor. 1946 yılında 25 adet Kuzey Amerika kunduzu kürkçülük faaliyetlerini başlatmak amacıyla bölgeye getirilmiş. Fakat bölgede kunduzların doğal bir avcısı olmadığından hızlı bir şekilde üremeyi başarmışlar. Kürkçülükte de istenen verim alınamadığından bu hayvanlar başıboş bırakılmış. Günümüzde sayılarının 100.000 ile 200.000 olduğu düşünülüyor. Çok iyi bir doğa inşaatçısı olduklarından bulundukları ortamı kendi istedikleri yaşam koşullarına uyarlamak adına dar su ağızlarına baraj inşa ederek kendi sulak arazileri oluşturuyorlar. Bölgedeki fauna sulak bir arazide yaşamak için evrimleşmediğinden sular altında kalan ormanlık alanlar da çürüyerek ölüyor. Şili ve Arjantin topraklarını etkileyen bu durum için iki ülke ortak olarak kunduz nüfusunu azaltmak adına çalışma yürütüyor. Günümüzde milli park ve kritik ormanlık alanlardan temizlenen kunduzlar, TDFMP’nın kuzey bölgesinde halen görülebilmekteymiş.
– Pan-Amerikan Otoyolu Sonu –
Lapataia körfezinde son bulan milli park içerisindeki yol aynı zamanda yaklaşık 18.000 kilometrelik Pan-Amerikan Otoyolu’nun da sonu. Orijinal rota Alaska’dan başlayıp, Buenos Aires’te son bulsa da Arjantin bu yolu kendi topraklarındaki yolları da ekleyerek Ushuaia’da son bulacak şekilde reklamını yapıyor. Buraya kadar gelip bu anı ölümsüzleştirmemek olmazdı.
Tren Fin Del Mundo
Dünyanın sonundaki tren ismiyle çok reklamı yapılan bu turistik tren, şehrin dışında yer alıyor. Ormancılık faaliyetleri için hükümlüleri taşımak için inşa edilmiş bu tren hattı eskiden Ushuaia şehrine kadar (yaklaşık 23 km) uzuyormuş. Günümüzde sadece 7 km’lik bir parkuru açık. Günde 3 sefer düzenlenen trendeki gidiş dönüş yolculuğu aralarla birlikte yaklaşık 2 saat sürmekte. Fiyatı ise yaklaşık 28 USD civarında. Tierra Del Fuego milli parkının girişine yakın olmasından ötürü bu iki yeri birleştiren turlar mevcut. Biz fayda/maliyet açısından mantıklı bulmadık ve bu sebeple değerlendirmedik.


Antarktika Turları
Ushuaia, Antarktika’dan yaklaşık 1100 km uzaklıkta ve haliyle Antarktika seferlerinin başlangıç yeri. Limanda ticari cruise gemilerini her daim görebilirsiniz. İnternetten aradığınızda 10.000 USD civarı fiyata çıkabilen bu turlara Ushuaia’da şanslıysanız “Son Dakika” imkanıyla çok daha uyguna bulabilirsiniz. Tabii bu bir çok anlamda şansa bağlı. Güney Kutbuna bu kadar yakın olunca acaba deyip acentalara girdik ve 1-2 hafta içerisinde kalkacak gemiler için 5000-6000 USD fiyat almıştık. Cruise gemisinde çalışarak ücretsiz gidilebiliyor diye bir efsane dolaşsa da biz daha bu şekilde gidebilen ne gördük ne de duyduk.
Antarktika’ya daha maceralı gitmek isteyenler için Tülay Sahbaz’ın hikayesi >>linke<< tıklayın.

ÖZETLE
Biz Arjantin Patagonya’sı ve Şili’nin Carretera Austral yolunu daha önce gezdiğimiz için buradan çok etkilenmesek de sonuçta listemizde “Dünyanın sonundaki şehri gördük” olarak işaretlemiş olduk.
“Ushuaia, end of the world, beginning of everything”
Sizi burası cezbeder ve gelecek olursanız Ushuaia bizce 2 tam günü hak eden bir şehir. Araç kiralamak geziyi biraz daha keyifli hale getirecektir. İlk gün sabah erkenden Tolhuin’de La Union Panaderia’da kahvaltıya gidilebilir. Yol uzun gelse de manzaralar gerçekten güzel. Açık bir havaya denk gelirseniz daha da güzel. Öğleden sonra şehrin merkezi ve tercih ederseniz müzelerinden bir tanesi gezilebilir. Ayrıca ertesi gün herhangi bir bot turuna katılmak isterseniz onu da ayarlayabilirsiniz.
İkinci günde ise yarım günlük bir bot turuna katılıp sonrasında Tierra Del Fuego milli parkını ziyaret edip gezinizi sonlandırabilirsiniz.
Biz gezimizde Tematik Galeri’ye girseymişiz diyoruz ve yarım günlük Beagle kanal turlarından birisine katılabilirmişiz.
NEREDE? NE YENİR?
Ushuaia da Arjantin’in bir çok güney şehri gibi yemek konusunda biraz pahalı. Kaldığınız hostel vb. gibi yerde yemek yapmak maliyet açısından mantıklı. Ushuaia restoranlarında bir çok batılı çeşidi bulmak mümkün ama şehirde lokal ne yenilmeli diye sorarsanız Kral Yengeç(Centolla) ve Merluza balığı meşhur. Deniz ürünlerinin bu kadar yaygın olması çok normal olsa gerek.
İlk gün öğlen yemeğimizi bir yerel aile restoranı olan Barcleit1912’ye girerek yedik. Servis hızının yerlerde süründüğü fakat yemek kalitesinin ortalama olduğu bir yerdi. Günün menüsünde lahana çorbası ve merluza balığı vardı. Böylece merluza’yı tatma fırsatı bulmuş olduk. Açıkçası çok da güzel değildi. İki kişi 1060 (~15 USD) ARS ödedik.

Kral yengeç yemek isterseniz bir tam yengecin fiyatı büyüklüğüne göre 60 – 90 USD arasında değişiyor. Genelde 3-4 kişilik bir porsiyona sahip oluyor. Bazı restoranlar yarım yengeç sunabiliyorlar. Kral Yengeç yemek için en ünlü yer ise El Viejo Marino restoran. Küçük bir aile restoranı olan mekan ne yazık ki rezervasyon kabul etmiyor. Gündüz 11:00-15:00 arası ve akşam da 19:00-23:00 saatleri arasında açık olan mekana biz 20:00 civarı gittiğimizde 1.5 saatlik bir bekleme süresi belirttikleri için girmekten vazgeçtik.
Onun yerine bir başka popüler mekan San Martin caddesindeki Küar Restobar’a gittik. Küar’ın ayrıca restoranı bulunuyor ama o biraz da şehir merkezinden uzak kalıyor. Ambiansından çok memnun kaldığımızı söyleyebiliriz. Kral yengeç porsiyonları çok büyük olduğundan ve Arzu deniz ürünü yemediğinden menülerinde bulunan “Kral Yengeç Güveç” yiyerek yengeç merakımı da gidermiş oldum. Küar’da iki kişi 2500(~35 USD) ARS ödedik.
Akşam yemeğinden sonra Hard Rock Cafe’ye gidip canlı müzik eşliğinde birşeyler içelim diye düşündük fakat haftanın sadece belirli günleri canlı müzik oluyormuş. İsmiyle bu ünlü mekan onun haricinde ölü gibiydi. O sebeple girmedik.
Bu restoranlar haricinde kral yengeç yemek için Tia Elvira, biraz daha bar havasında takılmak isteyenler için Bar Ideal’i önerebiliriz.
ULAŞIM – KONAKLAMA
Ushuaia, eyaletteki tek uluslararası havalimanına sahip şehir. Buraya Arjantin’in bir çok şehrinden ve Şili’nin Puerto Natales ile Punta Arenas şehirlerinden günlük uçuşlar bulunuyor. Bir çok şehirden otobüs ile de buraya ulaşmak mümkün fakat mesafeler yakın olmadığı için uzun saatler sürüyor. Biz Ushuaia’ya Punta Arenas’tan aracımızla gelmiştik. Porvenir’e geçen feribot ücreti çok pahalı olduğundan Punta Delgada-Bahia Azul üzerinden ilerledik.

Şehirde özellikle sahilde çok büyük ücretsiz park alanları var, bu sebeple araç büyük bir problem olmuyor.
Şehrin içerisinde az sayıda otobüs hattı var. Muhtemelen turist olarak sadece milli parka giden otobüs hattıyla ilgileneceksiniz. Bu otobüsler sahildeki otobüs terminalinden kalkıyor ve milli parkın içerisinde belirli birkaç durakta duruyor. Gidiş – dönüş fiyatı 800 ARS (~12 USD). Eğer Ushuaia’ya hava yoluyla geldiyseniz bizim tavsiyemiz 2-3 günlük araç kiralamaktan yana olur. Böylece şehir merkezi dışındaki uygun kalma opsiyonlarından da faydalanabilirsiniz.
Ushuaia’ya geçerken kalacağımız yeri varmadan 1-2 gün önce ayarlamıştık. Basit hosteller bile 2 kişi için gecelik 40 USD üzerinde bir fiyat istiyordu. Bu sebeple biz de Airbnb’den ev bakarak şehrin biraz daha dışında bulunan Arjantinli-Paraguaylı bir çiftin evinde oda kiraladık ve 3 gece için 90 USD ödedik.
Bu yazımızı beğendiniz mi? Bir arkadaşınızla paylaşarak yayılmasına yardımcı olursanız çok seviniriz. Ayrıca yazılarımızdan haberdar olmak için takip etmeyi unutmayın.
Teşekkür ederiz!